“Önümüzdeki dönemde, tüm canlılar için daha sağlıklı bir yaşam için doğal varlıkları ve ekolojik dengeyi gözeten demokratik bir yerel yönetim anlayışına ihtiyaç var” diyen TEMA Vakfı, hazırlamış olduğu Yerel Yönetimler için Ekosiyaset Belgesi 2024’ü kamuoyuyla paylaştı.
“EKOSİSTEM TABANLI BİR YÖNETİM MODELİ GELİŞTİRMELİ”
“Kuraklık sorunu, şiddetli yağışlar sonucu oluşan su baskını ve sel olayları, meydana gelen depremlerin ve heyelanların yıkıcılığı, şiddetli rüzgârlar ve fırtınalar sonucu ortaya çıkan hasarlar, sıcak dalgaları ile artan hava kirliliği nedeniyle genel halk sağlığının bozulması kentlerimizin doğal afetlere karşı olan kırılganlığını gözler önüne seriyor” diyen Deniz Ataç, “Doğal afetlere dirençli yerleşimler için binaların ve altyapı sistemlerinin deprem, fırtına, sel ve heyelan gibi doğa olaylarına karşı güçlendirilmesi oldukça önemli. Üst ve altyapının dayanıklılığını ve güvenliğini artırmak, doğa olaylarının yaşandığı anlarda oluşacak zararı en aza indirecek ve afet sonrası yaşamın normale dönmesini hızlandıracaktır. Ancak sağlam yapılar, dirençli yerleşimler ve toplumlar için tek başına yeterli değildir. Bunun için ekosistem tabanlı bir yönetim modeli geliştirmek gerekir. Bu bağlamda yerel yönetimler; afet risklerini azaltacak, arazinin jeolojisi, morfolojisi, örtüsü, ekolojik işlevleri ve topografyasını dikkate alacak ve doğal varlıklara zarar vermeyecek stratejiler geliştirmeli” ifadelerini kullandı.
TEMA Vakfı’nın hazırladığı Yerel Yönetimler için Ekosiyaset Belgesi 2024’ün detaylarına ulaşmak için tıklayabilirsiniz